Zor Olan Ne? Kaybetmek mi Yoksa Bulmak mı?

Zor Olan Ne? Kaybetmek mi Yoksa Bulmak mı?


26.03.2017


''Uyandığımda kendimi bir parkta bank üstünde yatar halde buldum. Üzerimde okul üniformam, baş ucumda da kitaplarım duruyordu. Yattığım yerden doğruldum ve etrafıma baktım. Sabahın ilk ışıkları ve etrafta muhtemelen işe gitmek için koşuşturan insanlar vardı. Burası kocaman bir şehir ve ben kimim, nerdeyim, burası neresi ve hatta adım ne hiç birini hatırlamıyordum. Çaresizdim. Kafamda olan kocaman bir hiçlikten başka bir şey değildi. Korkuyordum, kaybettiklerim nelerdi, kimlerdi acaba? Kendimde fark ettiğim tek şey o anda etrafa yönelen tedirgin ve ürkek bakışlarımdı. Bu bakışlar o anda işine gitmek için oradan geçen bir polis memurunun dikkatini çekmiş olacak ki yanıma geldi ve ‘Kızım iyi misin?’ diye sordu bana. ‘’Bilmiyorum’’ dedim. O kadar kendine yabancı hissediyordum ki kendimi iyi olup olmadığımı bile bilmiyordum. ‘’Burada ne yapıyorsun, ne zamandır buradasın?’’ Ağzımdan tek çıkan kelime yine ‘’Bilmiyorum’’ oldu. Polis memuru bana hem durumu anlamaya çalışan şaşkın hem de halime üzülen mahzun bakarak ‘’Hadi kızım gel benimle, ailene ulaşmaya çalışalım’’ dedi. Yapacak başka bir şeyimde yoktu ve o anda güvende hissedeceğim tek insan oydu sanırım. Birlikte polis karakoluna gittik. Arkadaşlarına daha doğrusu sonradan öğrendiğime göre amirlerine durumumu anlattı. İçlerinden diğerlerinden yaşça daha büyük olanı yanıma geldi ve ‘’Kızım sabahın o saatinde Esenyurt’ta o parkta tek başına ne yapıyordun’’ Bir anda sanki uzun süren bir uykudan aniden uyandırılmış gibi hissettim kendimi. ‘’Esenyurt mu? Burası hangi şehir?’’ Polis amirinin şaşkınlığı daha da arttı ‘’Hangi şehir mi? Kızım İstanbul’u bilmiyor musun?’’ İstanbul? O an uykudan ziyade kendimi kabusun içinde zannettim. Polisler kimliğimin yanımda olup olmadığını sordu, üniformamı yoklarken iç cebinde kimlik olduğunu gördüm. Çıkardım ve kimliğe baktım. Adım, anne adım, baba adım, doğum tarihim, hatta Adana nüfusuna kayıtlı olduğum hepsi orada vardı. Polisler kimlik bilgilerimden adresime ve ailemin bilgilerine ulaştılar. Adana’da yaşıyormuşum, okulum, ailem, yakınlarım hep orada ama ben İstanbul’da…
Aileme telefon açtılar. Telefondaki ses bir kadına aitti, muhtemelen annemdi çünkü arayanlar polis olduklarını söylediklerinde feryat figanı ortalığı kapladı. ‘’Kızım!Yavrum! Kızıma bir şey mi oldu memur bey?’’ Annemi benim iyi olduğum konusunda sakinleştirdiler ve İstanbul Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde olduğumu söylediler. Ailem gelene kadar beni orada misafir ettiler.

O günlerde benim için zor olan neydi bugün hala emin değilim. Kaybettiğim hafızam, ailem ve kendim miydi yoksa hepsini bulduktan sonra hatırladıklarım mı? O olaydan birkaç gün önce okula giderken mahalleden birisi bana saldırmış ve tecavüz girişiminde bulunmuş. Yapamadı belki ama o olayı kimseye de diyemedim. Kendimi suçlayıp durdum neden daha o kişinin bana ilgisini fark etmişken o yoldan gittim diye. Sonra en son hatırladığım okula gitmek için hazırlık yapıp evden çıkışım. Gerisini hatırlamıyorum ama evden çıktıktan sonra okul yerine terminale gidip İstanbul’a bilet almışım ve Esenyurt Otogarında inip yürüyerek o parka gidip geceyi orda geçirmişim.’’
Bu yazıda anlatılan olay Psikiyatri’de Dissosiyatif Amnezi denilen, genellikle yaşanılan bir travmanın etkisiyle hafızanın geçici olarak yitirilmesi durumudur. En sık rastlanan dissosiyatif bozukluktur. Kadınlarda daha sık görülür. Genelde stresli ve travmatik olaylara eşlik eder. Dört alt tipi vardır:

- Sınırlı amnezi: En sık rastlanan tiptir. Birkaç saat-birkaç gün gibi kısa süreli olaylarla sınırlı bir bellek kaybı vardır.

- Yaygın amnezi: Tüm yaşam olayları ile ilgili bellek kaybı vardır.

- Seçici amnezi: Sadece bazı olayların, veya bazı kişilerin hatırlanmadığı bir durum söz konusudur.

- Sürekli amnezi: Olaylar yaşanmasının hemen ardından unutulur . Bu nedenle yeni anılar oluşturulamaz. Bir başlangıcı vardır. Başlangıcından bulunan ana dek her şey unutulmuştur.