Edebi Cinsellik


Yazarın gönlünden süzülen şiirlerini, denemelerini ve öykülerini okuyucularıyla paylaştığı Edebi Cinsellik; kişinin kendisi ve çevresi ile arasındaki bağıntıları çeşitli yönlerden derinleştirmesine ve yaşayışını dolduran davranışların ardındaki duygu yüklü birikimleri fark edebilmesine yardımcı olan bir aşk ve sevgi kitabıdır. Yazar, cinselliğin aşk, sevgi, ihtiras, yalnızlık, öfke, kıskançlık gibi duygularla nasıl iç içe geçebildiğini gösterirken de çok özel bir dil kullanıyor ve adete kelimelerle oynuyor.

A. Cem Keçe’nin, ilişkiler hakkında, ilişkilerin gerilimi hakkında, cinsellik hakkında, "gerçekler ve yaşanmışlıkların birbirine karıştığı en uzaklar" hakkında, zamanın geçiciliği ve bazen de geçmişin tekrar etmesi hakkında, küçük tesadüfler hakkında kısaca hayat hakkında düşüncelerini paylaştığı, derin ve incelikli gözlemlerle zenginleştirdiği duygularını ifade ettiği bir eser olan Edebi Cinsellik; kâğıda, tarihe, boşluğa, aslında sevgiliye yazılan yazıları bir araya getiriyor.

Cinsellik ve diğer duygular arasında bir köprü eser niteliğinde olan Edebi Cinsellik; sanki bu yönüyle, cinsellik ile gündelik hayat arasında bir köprü olan kültürümüzün çağdaş edebiyata akseden bir yansıması.

"Erkek başlamak istiyordu söze yeniden, konuşmak, bir şeyler daha söylemek istiyordu. Ama ne diyeceğini bilemiyordu. Öylesine kaldırdı kafasını, göz göze gelmekten korktuğu halde, baktı, rahatladı. Başı önündeydi kadının göremezdi O’nu. Bir süre seyretti kadını. Daldı kadın gibi. İlk buluştukları günü hatırladı. Yeşil bir gömlek giymişti kadın, üzeri beyaz dantelli, saçları salıktı, baharı andırıyordu gözleri, yeşil canlı ve sıcak bakıyordu. Ne çok sevmişti O’nu tanımadan henüz, belki gözleri kamaşmıştı, saçlarından güneş sızıyordu, ayrı bir mistizmi vardı o ilk anın, elini uzatmıştı, kavramıştı uzatılan eli sımsıkı. Ne sıcaktı, nelere gebeydi bu, elini veren kolunu verir misali. Dolaşmışlardı saatlerce hiç ayrılmadan elleri, sonra gece olmuştu, ayrılmışlardı, üzülmüştü, yine üzgündü ve kendine geldi..."