Evlilik şakaya gelmez...

15 Nisan 2010

Evlilik programları görücü usulünün farklı bir versiyonudur
Evlilik programında evlenmek şans işidir
Son dönemin en popüler programlarının evlendirme programları olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkanı Cem Keçe; “Evlilik dünya üzerindeki en eski kurumlardan biridir. Evlenmek, yuva kurmak, bir aileye sahip olmak, çocuk yetiştirmek her insanın hayalidir ancak bunun televizyonlar aracılığıyla yapılmasının ne kadar doğru olduğunun tartışılması gerekir. Evlilik ciddi bir karardır, kişilerin birbirini çok iyi tanıması, sevmesi, inanması ve güvenmesi gereklidir. O yüzden evlilik kararının aceleyle alınması ileride sorunlara neden olabilir. Evlilik şakaya gelmez, ömür boyu taşınması gereken bazı sorumlulukları içeren bir karardır.” dedi. Kültürümüzde görücü usulü evliliğin yaygın olduğunu da belirten Psikoterapist Keçe; “Evlilik programlarını bir yönüyle görücü usulüne benzetebiliriz. Görücü usulü evlikler bizim toplumumuzda hala çok yaygındır. Kızı ve erkeği akrabaları ya da yakınları birbirine uygun bulur ve bir araya getirirler, eğer çift anlaşabilirse evlilik kararı verir. Ancak görücü usulünde aileler birbirilerini bir şekilde önceden tanır, bilirler ya da en azından birbirileri hakkında olumlu duyumlar almışlardır. Evlilik programlarında ise orada dile getirilen şeylerin doğru olup olmadığı konusunda bir garanti yoktur, kişiler birbirlerine yalan bilgi veriyor da olabilirler ve kişi programa bazı beklentilerle gelir, ancak daha sonra hayal ettiğinden çok daha farklı olumsuz şeylerle de karşılaşabilir. Evlilik programında evlenmek şans işidir, lotoda ikramiye kazanmak gibidir. Bu programlar sayesinde tanışıp, mutlu olan çiftler de olacaktır ancak bu küçük bir ihtimaldir. Ancak üzerinde tartışılması gereken en önemli konu insanların çaresizliğidir.” dedi. 
 
Evlilik programları hangi amaca hizmet ediyor?
Her şeyi gözler önünde yaşıyoruz
İnsanların son dönemde iyice yalnızlaştığını ve hayat şartlarının zorlaşmasıyla birlikte ruhsal sorunların arttığını söyleyen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; “Bu programların hangi amaca hizmet ettiğinin uzmanlar tarafından iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Yapımcılar gerçekten iyi niyetli bir şekilde “halkımızı evlendirelim, kimse yalnız kalmasın” diye mi düşünüyorlar yoksa rating peşindeler mi? Katılan kişiler de gerçekten tamamen saf ve temiz duygularla evlenmek için mi geliyorlar, yoksa kendini göstermeyi ve ünlü olmayı mı amaçlıyorlar? İnsanlar kendileri hakkında doğru bilgiler veriyorlar mı, aileleri onları destekliyor mu, orada tanıştıkları bir kişiyi ne kadar tanıma imkanı buluyorlar bunların hepsi çok önemli. Çünkü evlilik ciddi bir karardır ve aileler de işin içine girdiğinde birçok farklı sorun ortaya çıkabilir.” dedi. Ailelerin televizyon programında evlenmeyi güvenilir buldukları için çocuklarını oraya gönderdiklerini de belirten Psk. Bacanak; “Eskiden daha içe kapalı bir toplum görüntüsü verirken, artık her şeyi gözler önünde yaşamaya alışkın bir toplum haline geldik. İnsanlar özel hayatlarını ekrandan çok rahat deşifre edebiliyorlar, gizlilik ve mahremiyet azaldı. Aileler çocuklarını evlenmeleri için programlara gönderebilir hale geldiler. Kişi gerçekten yalnız olduğu, karşı cinsle tanışacak bir ortamı olmadığı ve gerçekten evlenmek istediği için de bu programa gelmiş olabilir, o zaman onu da suistimal etmemek gerekir. İnsanları bir araya getirmek ve onların gelecekleri ile ilgili önemli bir karar vermelerine vesile olmak da aslında büyük bir sorumluluktur. Çünkü her insanın evlilikten farklı beklentileri vardır, o programa gelirken de insanların tanışacakları kişiden maddi, manevi birçok beklentileri olabilir. Bir uzman gözüyle seyrettiğimizde katılanların çoğunun çaresizlik içinde olduğunu görüyoruz, çoğu zaman da beklentiler karşılanmıyor ve kişiler aradıklarını bulamıyorlar, umutları kırılıyor.” dedi.
 
Televizyonda eş arayan biri olmak kolay bir şey değil
Televizyondaki evlilik programlarının olumlu ve olumsuz yanlarıyla çok yönlü değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Dnş. Fatma Ayrık; “Bu konu olumlu ve olumsuz yanlarıyla değerlendirilmelidir. Televizyonda eş arayan bir kişinin psikolojisi de göz önüne alınmalıdır. Çünkü bu bir cesaret işidir. Kişi gerçekten bir ihtiyaç duyduğu ve çaresiz olduğu için de bu yönteme başvurmuş olabilir. Bu açıdan bakıldığında bu tür programların iyi bir amaca hizmet ettiği düşünülebilir. Ancak diğer yandan bakıldığında aceleyle, birbirini tanımadan, aileleri tanımadan, başkalarının yorumları ve etkisiyle sırf evlenmiş olmak için evlenmek de doğru olmayacaktır. Çünkü evlilik bir sabır işidir, adımı atmak kolay ancak sürdürmek meşakkatlidir. Bu nedenle iyi karar vermek gereklidir.” dedi.