Psikolog Psikiyatri Hekimi Olmadan Mesleğini İcra Edebilir!

10 Mayıs 2017

Yıllardır mesleki tanımları yapılmayan psikologlar için bu yıl da ne yazık ki bir değişiklik görünmüyor. Bilindiği üzere, 2011 yılı Nisan ayında çıkarılan Torba Yasa'da sadece hekimleri ilgilendiren Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'a eklenen madde ile psikologların meslekleri bir kez daha görmezden gelinmişti. Dolayısıyla, psikologların üniversite eğitimiyle elde ettikleri “psikolog” unvanları ellerinden alınmış olundu. Söz konusu yasa ile diğer sağlık çalışanları için lisans mezuniyeti yeterliyken, psikologların hastanelerde çalışmaları için “Klinik Psikoloji Yüksek Lisansı”şartı öngörüldü. Bu yasa ve onunla getirilen hukuksuz uygulamalara rağmen, bu duruma yönelik olarak kamuoyunu tatmin edecek herhangi bir mücadele yürütülmedi. Torba yasada yer alan ve “tam gün yasası” olarak adlandırılan sağlıkla ilgili bazı kanunlarda her ne kadar değişiklik yapılmasına dair kanun onaylansa da, burada da psikologlar için olumlu bir ibare yer almadı.

PSİKOLOGLAR İÇİN MESLEK VE GÖREV TANIMLARINI İÇEREN BAĞIMSIZ BİR YASA ÇIKARTILMALI...

Aslında, 2011 yılı Nisan ayı içerisinde Psikolog İnisiyatif Hareketi“Psikologlar teknikere dönüşmek istemiyor!” savunmasıyla yasanın hukuksuzluğunu bir basın açıklamasıyla protesto ettikten sonra, bu yasanın değiştirilmesi için inandırıcı ve etkin girişimlerde bulunulmadığı düşüncesindeyiz. Oysaki psikologlar için belirlenen bu yasa, Anayasamızın en başta eşitlik ilkesi olmak üzere pek çok maddesine aykırıdır. Kamu personeli atamalarında, kadrolar yüksek lisans şartı aramazken, psikologlar için böyle bir zorunluluk getirilmesi, Anayasamızın eşitlik ilkesini hiçe saymaktır. Tartışmalara yol açan bu yasa yetmezmiş gibi Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan bir yönetmelikle de “psikolog” mesleği için sertifika sınavı uygulaması getirildi. İlgili yönetmeliğe göre bu sınava giriş için 150 görüşme ve 50 Psikometrik Test yapma koşulunu yerine getirmek gerekiyor. Tüm bu yasal düzenlemeler, danışanların duygularına inen, ruhlarına dokunan ve hatta çeşitli terapötik müdahalelerle çatlakları tekrar şekillendiren önemli sırdaşlar olan psikologların mesleklerini özgürce yerine getirmelerini sağlamadı, onları bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Bu nedenle, Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) terapistleri ve Yönetim Kurulu olarak, hangi kurum veya kuruluşta çalışırsa çalışsın; öncelikle psikologların meslek ve görev tanımını içeren bağımsız bir yasa çıkartılmasının doğru olduğuna inanıyoruz. İnsanın davranış biçimlerini inceleyen, bunların nedenlerini araştıran bir meslek grubunun üyeleri olan; ruhsal sorunları olan kişilerle görüşmeler yaparak, zekâ, yetenek, davranış ve tutum ölçekleri kullanarak problemin kökenine ulaşmayı ve problemi konuşarak çözmeyi amaçlayan psikologların, aldıkları eğitimle kazandıkları yetkileri kullanacakları bir çalışma alanına kavuşmalarını sağlayacak yeni bir yasal düzenleme yapılmasını talep ediyoruz. Yani bir psikoloğun psikiyatri hekimi olmadan da mesleğini icra edebileceğine inanıyoruz.

PSİKOLOGLARA YAPILAN HEM VAR HEM YOK MUAMELESİNE BİR AN ÖNCE SON VERİLMELİDİR!

Psikologların unvanını koruma, meslek tanımlarına uygun koşullarda çalışmalarını sağlama, mesleki uygulamalarda etik ilkelere dikkat edilmesini sağlama, psikologların alanda yaşadıkları hak ihlalleri karşısında başvurabilecekleri güçlü ve bağımsız bir örgütün varlığı, bu mesleğin ve meslek elemanlarının güvence altına alınması için bir an önce meslek yasasının çıkması gerekiyor. Çünkü ruhsal sıkıntıları olan kişilerin problemlerine bakış açılarını değiştiren psikologlar, sanılanın aksine çok daha değerli ve gerek duyulan bir meslek grubudur. Dünyaca kutlanan 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü, geçtiğimiz yıllarda şiddetle arzulanan “Meslek Yasası” tartışmalarının kabulüne önayak olmuştur. Psikologların bir araya gelmesine vesile olan bugünde, psikolojik destek ve psikoterapi alınmasının her insanın ihtiyacı olduğunun toplum tarafından kabul edilmesi çok büyük bir mücadelenin sonuç bulduğunun kanıtıdır. Bu nedenle, psikologlara yönelik bu edimsel haksızlığın bir an önce düzeltilmesini istiyoruz.

ÖZGECAN ASLAN YAŞASAYDI…

Son yıllarda çığ etkisiyle artan toplumsal suçların başında cinsel suçlar ve kadına yönelik şiddet geliyor. Bu suçlar hastalıklı ruhlar tarafından işleniyor ve ne yazık ki bu hastalıkların nedenleri bakteriler ya da virüsler değil… Bu hastalıklı ruhlar da adeta bir kısır döngü içinde kendileri gibi hastalıklı ruhlar tarafından yetiştirilmiş anne ve babaların çocukları… Bu vahşetin kurbanlarından Özgecan Aslan, gencecik bir üniversite öğrencisi… Yaşama hakkı elinden alınmasaydı bir psikolog olacaktı… Ne acı bir ironidir ki kendisini öldüren hastalıklı ruh gibi daha nicelerini iyileştirecek ve başka insanlara zarar vermelerini engelleyecekti ama eğer yaşasaydı... Özgecan ve diğer tüm kadın kurbanlar için çok geç kaldık! Hastalıklı aileler, hastalıklı ruhlar yetiştirip şu an bilinçsizce gelecekteki kadına şiddet vakalarının ön hazırlığını yaparken, biz başka Özgecan’lar için gecikmeye devam ediyoruz. Suçlar, suçlular ve kurbanlar artmaya, toplumun ruh sağlığı bu denli bozulmaya devam ederken, sorunların çözümünde aktif rol oynayabilecek psikologların atıl bir şekilde tutulmasını akılcı bulmuyor, en kısa sürede bu yanlıştan dönülmesini umuyoruz.

KUTLARIZ...

Tüm bu zorluklara rağmen mesleklerini yerine getirmeye çaba gösteren, hem var hem yok muamelesi gören tüm psikologların 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü'nü kutlarız.

CİSED Yönetim Kurulu