Dizilerdeki cinsel içerikli sahneler toplumu nasıl etkiliyor?

26 Haziran 2009

Son günlerde Aşk-ı Memnu dizisindeki sevişme sahneleri olay yaratmış ve bu sahnelerle ilgili olarak; “Bu sahneler yayınlanmalı mı, yayınlanmamalı mı?” “Cinsellik içeren görüntüler çocukların ruh sağlığını nasıl etkiler?” “Bu tür sahneleri çocuklarımızla birlikte oturup izleyebilir miyiz?’’ gibi tartışmalar gündeme gelmiştir. Açıklamalarıyla ve anket çalışmalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği-CİSED bu konudaki görüşlerini çarpıcı bir basın açıklaması ile kamuoyuna sundu.

 

Cinsellik sadece seks demek değildir

21. yüzyılı yaşamamıza rağmen cinselliğin toplumumuzda hala az konuşulan ama çok merak edilen ve gizli saklı öğrenilmeye çalışılan bir konu olduğunu ifade eden CİSED Genel Başkanı Cem Keçe; “Toplumumuzda cinsellik üstü kapalı geçilen, şakalarla ve esprilerle dışa vurulan bir konu olmasına rağmen televizyonda ve basında cinsellik ve çıplaklık daha fazla ilgi çekmek ve daha fazla reyting almak için sıkça kullanılmaktadır. Toplumuzda cinsellik kelimesi seksle eş anlamlı olarak algılanmaktadır ve bu yanlıştır. Cinsellik sadece seks demek değildir, cinsellik sevginin paylaşılmasıdır, kişinin doğuştan getirdiği cinsiyetine ait bütün özellikleridir ve insanın doğal bir parçasıdır.’’ dedi.

 

Cinselliğin sevgi dolu yönünün yansıtılması toplumun ruh sağlığını olumlu etkiler

Son dönemde magazin programları ve dizilerde cinselliğin ve çıplaklığın fazlaca kullanıldığını belirten CİSED Genel Sekreteri Psk. Gülüm Bacanak; “Toplumumuzca cinselliğin normal ve doğal olarak görülmesi ve çocukların da cinselliği normal bir olgu olarak algılayarak büyütülmesi için cinselliğin TV programlarında ve dizilerde yer alması mutlaka gereklidir. Ancak bunun dozu çok önemlidir. Cinselliğin sevgi dolu yönünün yansıtılması toplumun ruh sağlığını olumlu etkiler. Ancak pornografi ve cinselliğin içerisinde şiddet öğelerinin kullanılması kesinlikle karşı olduğumuz bir durumdur.’’ diye ekledi.

 

Cinsellik hayatın ve evliliğin doğal bir parçasıdır

Cinsel içerikli görüntülerin 7 yaş ve üstü aile bireylerinin birlikte oturup televizyon izlediği saatlerde yayınlanmasının bir sakıncası olmadığını ifade eden CİSED Genel Başkanı Cem Keçe; “Cinsellik hayatın ve evliliğin doğal bir parçasıdır. Bir çocuk kadın ve erkeğin ya da karı-kocanın yatak odasında ne yaptığını az çok tahmin eder, ancak bizim üzerinde durduğumuz cinselliğin sevgi dolu yönünün vurgulanmasıdır; dokunma, sarılma, öpüşme ve sevişmenin normal bir durum olduğunun yansıtılmasıdır.” dedi.

 

Aşk-ı Memnu’daki sahneler ailece izlemek için uygun mudur?

Aşk-ı Memnu’daki sevişme sahnelerinin çok dikkat çekmesinin de aslında cinsellik konusunda birçok duyguyu bastıran bir toplum olduğumuzu kanıtladığını da söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Gülüm Bacanak; “Sevişme sahneleri o dizideki iki karakter arasındaki tutku ve arzuyu yansıtmak için gerekliydi, kaldı ki pornografik olmadığı ve şiddet içermediği sürece 7 yaş üstü çocukların ve ergenlerin kadın ve erkek arasında yaşanan sevgi dolu bir sevişmeyi izlemelerinin bir zararı yoktur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta aslında yasak bir aşkın toplumu neden bu kadar cezp ettiğidir. Bu da toplumca birçok duygumuzu bastırdığımızın ya da yeterince ifade edemediğimizin göstergesidir. Bu konu ruh sağlığı uzmanlarınca ele alınıp tartışılmalıdır.’’ dedi.

 

Anne-babalar çocuklarının yanında sarılmalı ve birbirine dokunmalıdır

Öncelikle anne-babaların kendilerinin cinselliği doğal olarak kabul etmeleri ve ev hayatı içersinde çocuklarına da bunu yansıtmaları gerektiğini belirten CİSED Genel Başkanı Cem Keçe; “Aile içinde anne-babasının birbirine sevgisini ifade ettiğini gören bir çocuk hem cinselliği normal olarak algılayacak hem de ileride daha sağlıklı ilişkiler kurabilecektir. Bu nedenle anne-babalar çocuklarının yanında sarılmalı ve birbirine dokunmalıdır. Çünkü cinsel eğitim evde başlar. Ayrıca yine birlikte televizyon izlerken cinsellikle ilgili bir sahne çıktığında hemen kanal değiştirilir, oysaki bu da çocuğun cinselliği kötü ve olumsuz bir şey olarak algılamasına ve daha çok merak ederek yanlış yollara sapmasına yol açabilir.’’ dedi.

 

CİSED’in Türk kamuoyuna deklarasyonu

CİSED olarak anaokulundan itibaren cinsel eğitimin verilmesi, ergenlik ve evlilik öncesi cinsel danışmalık ve rehberlik hizmetlerinin ve anne-baba ve eş eğitimlerinin yasal bir zorunluluk olarak kabul edilmesinin gerekliliğini her zaman vurguladıklarını ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psk. Gülüm Bacanak; “Cinsel eğitim ne kadar erken yaşta başlarsa o kadar iyi olur. Kişi böylece ileride karşı cinsle sağlıklı ilişkiler kurar ve sağlıklı bir aile ve evlilik yaşantısı olur.” diye belirtti.